Bir köylü harap olmuş kulübesinin önünde yalın ayakla oturmuş sigarasını tüttürüyordu.
Oradan geçen bir yabancı köylüden bir bardak su istemek için yanına gitti. Sohbete başladılar:
“Bu sene pamuk nasıl?” diye sordu yabancı.
“Pamuk ekmedim bu sene” dedi köylü. “Don olur diye korktum.”
“Peki, buğday nasıl?”
“Buğday da ekmedim. Çok yağmur yağar, sel olur, tüm emeklerim boşa gider, diye korktum”
Adam mahcup oldu fakat neşesini bozmamak için sordu: “Mısır nasıl?”
“Ekmedim. Mısır kuraklığı sevmez, bu sene çok sıcak olur, mısırlar tarlada kurur gider diye korktum” dedi köylü.
Adam son bir kez daha şansını denemek istedi, çekingen bir ifadeyle:
“Patates nasıl?”
“Patates de ekmedim” dedi köylü, “hastalık gelir, tarla biti gelir diye korktum”…
“Peki, ne ektin?” diye sordu adam dayanamayarak.
Köylü: “Hiçbir şey ekmedim, kendimi emniyete aldım” diye cevap verdi. “Artık kaybetmeye tahammülüm yok!”
***
Birçok insan da hayat tarlasına korkuları yüzünden ekim yapamıyor ve bomboş bir hayatın kenarında sigarasını tüttürüyor.
İnsan tabii ki her durumda kendisini emniyete almak ister, fakat aşırı emniyet isteği insanın elini kolunu bağlar.
Evet, hiç bir şey yapmazsanız, tarlanızı hiç ekmezseniz, riske girmezseniz, incineceğim diye insanlarla yakınlaşmaz, kendinizi uzak tutarsanız belki zarar görmezsiniz ama hiç bir şey de kazanamazsınız.
Hiç ekim yapmadığınız hayatınızın kenarında oturur öylece seyredersiniz.
Hata yapmaktan korkmayın. En büyük hata sürekli hata yapma korkusuyla yaşayıp hiç bir şey yapmamaktır.
Çok sevdiğim bir sözü tekrar paylaşmak istiyorum:
“Bugünkü aklım olsa dün yaptığım hataları yapmazdım,
ama dün yaptığım hataları yapmasaydım bugünkü aklım olmazdı.”
Sevgiyle kalın, hata yapmaktan korkmayın…
Bir yanıt yazın