Soru: Genelde pozitif bir insanım ve hep pozitifte kalmaya çalışıyorum, fakat bazen negatife düşüp çok olumsuz düşünebiliyorum, negatife düşmemek için ne yapabilirim, nasıl sürekli pozitifte kalabilirim?
Cevap: Kalamazsınız. Öyle bir şey mümkün değil.
Sürekli pozitifte kalamazsınız, ayrıca kalmamalısınız da.
Neden mi?
Çünkü Allah bütün duyguları bizim için yarattı. Neşe, keder, üzüntü, mutluluk, mutsuzluk, korku, öfke, pozitif ve negatif.
Hepsini de yaşamamız lazım ki diğerinin kıymetini bilelim.
Hiç gece olmasa gündüzün kıymetini bilebilir miydiniz?
Hiç sıcak olmasa soğuğun ne demek olduğunu tanımlayabilir miydiniz?
Hayatı boyunca hiç ama hiç aç kalmamış bir insan tokluğun ne kadar keyifli ve değerli bir his olduğunu anlayabilir mi?
Hep pozitif olmak diye bir şey yok, hepimiz zaman zaman negatife düşeriz, bende düşüyorum, herkes düşer, bu insanlığın doğasında, yaratılışında var.
Fakat unutmamamız gereken husus şu,
Ne kadar sürecek?
Negatife düşüp düşmemek çoğu zaman sizin elinizde değildir, ancak ne kadar süreceği size bağlıdır.
Sizin inançlarınıza, bilinçaltı kodlarınıza, içinde bulunduğunuz kültüre, aileye, çevreye ve o olaya bakış açınıza.
Eğer siz o negatif olaya olduğundan daha fazla değer verirseniz, ona dört elle sarılırsanız bu yükü daha uzun süre taşırsınız, daha çok üzülürsünüz.
Tamam başınıza bir şey geldiğinde elbet üzüleceksiniz, hatta daha büyük felaketler geldiğinde mesela bir akrabanın veya bir aile ferdinin kaybı gibi; tabi ki ağlayacaksınız, yasınızı tutacaksınız.
Kişisel gelişim bir kolunuz koptuğunda sırıtarak “olsuun, bi tane daha var kiii, ehehehe” demek değildir. Sürekli kendini kandırmaya çalışmak hiç değildir. Tabi ki zaman zaman mutsuz olacağız.
Ancak sonsuza kadar bu üzüntüye takılıp kalamazsınız, bir yerden sonra artık tamam diyebilmelisiniz. Bununda en güzel yolu başkalarının referanslarını kullanmaktır.
Başkası yaptı ama ben yapamam, çünkü ben duygusalım demek yerine, hepimiz insanız, “o yaptıysa bende yapabilirim, o atlattıysa bende atlatabilirim” bakış açısıyla bakarsanız uzun süreli üzüntülerde size oldukça yardımı dokunacaktır.
Diğer bir önemli püf noktası da negatife düştüğünüzde ondan kaçmaya veya kurtulmaya çalışmamak.
Diyelim ki ortada bir sebep bile yok, o gün kalktınız ve kendinizi çok mutsuz hissediyorsunuz, hani bazen hepimize olur ya durduk yere, işte ondan bahsediyorum.
Bundan kurtulmaya çalışmayın, kendinizi kandırıp pozitifmiş gibi yapmayın, aman negatife düştüm, hemen pozitife geçmeliyim diye düşünüp negatif duygulardan kaçmaya kalkarsanız yaptığınız tek şey kaçtığınız şeyi büyütmek olur.
Bunu yaptıkça daha çok içine çekilirsiniz, tıpkı bataklıkta çırpınan bir ceylan gibi, çırpındıkça daha çok batarsınız.
Çünkü insan en çok da kaçtığı şeyden kurtulamaz.
Bırakın o günde negatif olsun, kendinize izin verin, deyin ki ben bugün negatifim arkadaş, bugün mutsuzum, bugün hüzünlüyüm ve bugün bu duyguyu yaşayacağım, kaçmayın negatiften, “bugün de böyleyim işte” deyin ve kabul edin…
Bir şeyi atlatmanın en güzel yolu içinden geçmektir, kaçtığınız şeyi sadece büyütürsünüz.
Eğer sürekli negatiften kaçarsanız, bunu bir fobi haline getirirsiniz ve hayatınıza sürekli olarak daha fazla negatif çekersiniz, hatta bir yerden sonra bu öyle bir hale gelir ki ya sürekli “ya negatife düşersem” korkusunu düşünmekten dolayı negatife düşersiniz. Kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet gibi…
Korkmayın, gelirse gelsin, duygularınızdan korkmayın, ne gelirse gelsin, geldiği gibi de gidecektir elbet, siz ondan korkmadıkça, ona izin verdikçe o gücünü hızla yitirecektir.
Her günümüz harika geçerse harika günlerin bir anlamı da kalmaz ki zaten, sıradan olur tüm günler, “artık rutindir çünkü mutluluk” sizin için.
Unutmamamız gereken çok önemli bir ayrıntı var,
Mutluluk salıncak gibidir, bir ileri bir geri gider,
Yeter ki siz yeri geldiğinde o salıncağın gitmesine de izin verin, o zaten eninde sonunda size dönecektir…