Kim ne derse desin yapmaktan asla vazgeçmemen gereken 8 şey:
1- Hayallerinin peşinden koşmaktan asla vazgeçme:
Her sabah yatağından kalktığında sana yaşam enerjisi veren şey budur. Hayallerinin bittiği yerde umut biter,umudun bittiği yerde hayatta biter.
2- Toplumun sana doğru olarak dayattığı şeyleri değil kendi vicdanını ve iç sesini dinle:
İçinde bulunduğun toplumun sana dayattığı doğruları hemen kabul etme, tekrar sorgula. Geri kalmış kültürlerde çok kötü giden bir evliliğe, hatta eşine ağır şiddet uygulayan bir kocaya bile katlanan kadın sanki matah bir şeymiş gibi yüceltilirken daha ileri toplumlarda bu kadına aptal gözüyle bakılır.
Bundan 150 yıl önce ev dışında çalışan kadına kötü gözle bakılırken bugün çalışan kadına hem ekonomik hem de sosyal açıdan övgüler düzülmektedir.
“Doğru” denilen şey zamana, mekana ve içinde bulunduğun kültüre göre değişir, öyleyse kimin doğrusu en doğru? Kimin doğrusunu kabul edeceksin? Hangisinin peşinden gideceksin? Bunun tek bir yolu var, kendi vicdanını ve iç sesini dinleyerek kendi doğrunu kendin bulacaksın.
Gerekirse en yakınlarını bile dinlemeyeceksin. Onlar her ne kadar senin iyiliğini isteseler de çoğu zaman aşırı korumacı davranışları yüzünden maalesef senin gelişiminin önündeki en büyük engel olabilmektedirler.
3- Affedici ol, kin tutma:
Affedemediğin her olay ve kişi sırtında taşıdığın bir çuval gibidir, en çok seni yorar, en çok sana zarar verir ve eğer çok uzun sürerse seni hasta eder. O kin tuttuğun kişinin ise bunlardan haberi bile olmaz.
4- Optimist ol, hayata bardağın dolu tarafından bak:
Sen hiç dünyaya çok negatif bakan kişilerin bu hayatta bir yerlere geldiğini gördün mü?
Dikkat et, televizyonda gördüğün o çok ünlü, çok başarılı ve zengin kişiler hayata hep pozitif ve optimist bakan insanlardır.
Sen hangi gruba dahil olmak istersin?
5- Hatalarından pişmanlık duymak yerine onlardan ders çıkarmaya bak:
Sürekli hayıflanmak, dert yanmak sadece seni daha da mutsuz eder. Eğer hatalarının sana ne öğrettiğine bakar ve bunlardan ders çıkarırsan bu hem sana daha iyi hissettirir hem de aynı hatayı tekrarlamaktan seni korur.
6- Doğru analiz yapmaya çalış, daha fazla düşünmekten vazgeçme:
Yanlış teşhis yanlış tedaviye sebep olur. Eğer sen her sabah işe geç kalmanın sebebini “geceleri geç yatmak” yerine “Büyük şehrin lanet trafiği”ne bağlarsan bu sorunu hiç bir zaman çözemezsin.
Düşünmekten bıkınca varılan yere sonuç derlermiş. Eğer düşünüp düşünüp çözüm diye uyguladığın şeylere rağmen hala hayatında hiç bir değişiklik olmuyorsa belki bir yerlerde bir şeyleri yanlış analiz etmişsindir. Tekrar düşün. Aynı şeylere takılı kalma, farklı çözümler uygula.
7- Seni üzen, enerjini sömüren, motivasyonunu düşüren insanları hayatından çıkar, tamamen çıkaramıyorsan bile mümkün olduğunca uzaklaş:
“Peki bu kişiler benim en yakınlarımsa, ailemse ne yapacağım, onları hayatımdan nasıl çıkarayım ki” diyenleri duyar gibiyim :))
O zaman kendi ayakların üzerinde durmayı öğren, eğer sen ekonomik özgürlüğünü eline almış ve kendi ayakları üzerinde durabilen biriysen ailenin veya çevrenin senin üzerindeki etkisi de, baskısı da azalır. Yaptıklarının sorumluğunu alabilecek kadar büyüdüysen kimse sana kolay kolay karışamaz. İnsanların sana karşı davranışları bile değişir.
8- Sahip olamadıklarına üzülmek yerine sahip olduklarına şükret:
Her gün şükret, hayatındaki güzellikleri gör ve onlara odaklan. Bu aynı zamanda bu güzellikleri artırmanın ve enerjini yükseltmenin de en hızlı yoludur.
Uzun lafın kısası siz el alemin doğrularını boş verin, kendi iç sesinizi ve vicdanınızı dinleyin, hayallerinizden vazgeçmeyin ve sahip olduklarınız için bol bol şükredin, sadece bunları yapmak bile hayatınızda köklü değişikliklere sebep olacaktır…
Sevgi ve saygılarımla…
Bir yanıt yazın